artık o bizden biri: FEYSBUK:)




Kim derdi ki Mark Elliot ZUCKERBERG adlı kardeşimizin yazdığı bir program ömrümüzden saatler çalacağını.Bence o bile bu kadarını tahmin edememiştir.Bu zat-ı muhterem şahsiyet bu konudaki girişimlerine ilk olarak Harvard'ta başlamış.Üniversitenin en yakışıklı ve en güzel öğrencilerinin seçildiği facemash.com adlı bir site kurmuş.Ancak bu site için seçilecek kişilerin fotoğraflarına ihtiyaç vardı.Bunun için okulun veritabanına girerek fotoğrafları çalmış.Veri tabanının hacklendiği ortaya çıkınca okul yönetimi kendisini disipline vermiş.Bu duruma sinirlenen Mark anlık bir kararla okulu bırakmış.Daha sonra Harvard'lı öğrencileri biraraya getirmek için Facebook'u kurmuş.18 ayda Amerika'nın en büyük arkadaşlık sitesi haline gelince haliyle yatırımcıların ilgisini çekmiş.Yatırımcılarla buluştuğu gecede yaşı 18'den küçük olduğu için gece boyunca alkol alamayarak gazoz içmek zorunda kalmış:)İki adet dipnot verdikten sonra bizi ilgilendiren kısıma geçeceğim.Birincisi Facebook'un üye sayısı şu ana kadar 200 milyonun üzerinde ve ikincisi sevgili Mark Facebook'un yüzde 1.6'sını 240 milyon dolara Microsoft'a satmış.
Benim Facebook'la ilk tanışmam okulun kütüphanesindeyken bir konuşmaya ve bir laptop ekranına gözümün ve kulağımın kaymasıyla oldu.Yanımda oturanlar feysbuk feysbok tarzı bişi hakkında konuşuyorlardı ve yok onu buldum yok şu beni ekledi yok şu beni poke'ladı diye bir konuşma sürdürüyorlardı.İlgimi çeken duyduğum şey,yıllardır görmediğiniz kişilerle tekrar bağlantıya geçebilmenize olanak sağlıyordu.Bu duygularla yaklaşık iki yıl evvel Facebook'la tanıştım.İnanılması güç bir şekilde yıllardır görmediğim insanları buluyordum ve ilk zamanlar Mark kardeşime çok dua ediyordum:).Hergün yeni ekleme talepleri,eski arkadaşları araştırmak,onlardaki büyük değişimlere şaşırmak şeklinde günler geçip gidiyordu.Bunu fotoğraf ve video eklemeler,yeni applicationlar ekleme hatta oyunlar oynama olarak takip etti.
Bir zaman sonra bazı şeylerin farkına vardım.Gerçekten bulduğum eski dostlarımla onları bulmaktan başka birşey yapmışmıydım.Tabiki usulüne uygun birkaç geleneksel buluşma tarzında ritüellere katılmıştım.Ama o geleneksellerin bir ikincisi de olmuyordu:)Sadece onları bulmuştum ve o küçüklük anıları dışında paylaşacak herhangi bir ortak noktamız yoktu.Herkesin kendine göre bir hayatı,bir düzeni vardı.Bu siteyi art niyetle kullananlarda cabasıydı.Birkaç ortak arkadaşınız var diye listenizdeki bayan veya baylara ekleme talebi yollayanlarda azımsanmayacak sayıda.Sizlere küçük bir anektod anlatmak istiyorum.Arkadaşlarımdan birisi Facebook profilindeki status'ünü hani o çok sevdiğimiz ''in a relationship'' durumuna getirmişti.Bilindiği üzere böyle bir paylaşımı sizle arkadaş olan veya profilinizi görüntüleyen herkes görebiliyor.Bir süre sonra ilişkisi bitince tekrar statüs'ünü single çevirmişti.Bir sohbet sırasında arkadaşıma denen ''noldu falancayla ilişkin bitmiş hayırdır?'' sorusuna verdiği cevap inanın içler acısıydı.''ya bu Facebook çıktı mertlik bozuldu.Artık hiçbirşey saklanamaz oldu''.Be adam sen insanların gözüne sokarcasına kendini ilişkide göstermişsin ve tekrar insanların gözüne sokarcasına bekar durumuna dönmüşsün.Bunun Facebook'la ne alakası var allahaşkına?!!Burdan çıkaracağımız anafikir biz insanoğlu olarak insanların hayatlarını röntgenlemeyi seviyoruz ve Facebook'un nihai amacına hizmet ediyoruz.Bana gelince;ben niye hala Facebook'umu kapatmıyorum?Gerçekten benim kötü bir amacım yok.Sadece herkesin numarasını rehberime kaydedemediğim için,Facebook'taki event'leri takip ettiğim için,komik videoları seyrettiğim için...Birgün kapatacağım gerçekten:)

1 yorum:

onur ozten dedi ki...

Blog Onur COPUR tarafindan yazilmistir.

Yorum Gönder