Cep Telefonunun Evrimi

Cep telefonunun yurdum insanının cebine girdiği zamanları daha dün gibi hatırlıyorum.Gerçi hoş o zamanlar pek cebe sığdıkları söylenemez.İlk telefonumuz (babamın) ericsson GA-628'di.Bunun yüzyılın buluşu olduğunu inanıyordum.Aslında hiçbir özelliği olmayan genel olarak halk arasında ''Takoz'' diye tabir edilen bir telefondu.Ama o zamanlar Nokia daha türkiye piyasasına yeni giriyordu ve Ericsson en iyi cep telefonu markasıydı.Bu telefonun bir ilginç özelliği de ön kapaklarının rengarenk olarak değiştirilebilmesiydi.Bi düşünsenize cep telefonunuz var ve canınızın isteğine göre ön yüzündeki renkleri değiştirebiliyodunuz. Şu havaya bir bakarmısınız:).Tabi ki de telefonun ağırlığını eklemeden geçemeyeceğim.Tam tamına 160 gr:).Neredeyse şimdikilerin en az 3 katı.
O zamanlar cep telefonuna sahip olan sayılı insanlardan olduğumuz için bu kaya parçasının ağırlığını pekte sorun etmiyordum.Daha sonraları Nokia'nın gösterdiği büyük inovasyonların akımına kapılıp Nokia 5110 modeline geçiş yaptım.Bu telefonu alanlarının çoğunun sadece ''Snake'' adlı oyun için aldıklarına şahidim.Görübileceği gibi bir oyun insanlara neler yaptırabiliyor.Gelgelelim ilk antensiz telefona Nokia 3200.sonraki aldığım telefon ta kendisidir.Yıllardır cebinizdeki anten çıkıntısından kurtuluyordunuz.Alışmam bayağı bir vakit aldı.Bu arada farkettiyseniz hala telefon piyasasındaki hızlı gelişmeye ve çeşitlenmeye ısrarla direniyorum:).


Zaman multimedia devriydi ve telefonların bir sonraki gelişim sürecini video oynatabilme, mp3 çalabilme,fotoğraf ve video kaydedebilme takip etti.Son mohikan ben bu değişime Nokia 6600'la katıldım.Her zamanki gibi bu seferde bu telefonun yüzyılın icadı olduğuna inanmaya başlamıştım.Kendi kendime daha ne yapabilirler diye soruyordum.Neler yapamazlar ki:).Sonradan öğrendimki Nokia veya benzeri markaların Türkiye pazarına sokmadığı daha nice modelleri varmış.Bunu bütün markaların pazarı resmen bombordımana tutarak soktukları sayamayacağım kadar modelle gördük.Artık Nokia'nın modellerinin adlarını bile bilmiyorum.
Gelelim bahsetmek istediğim Apple iPhone'a.Kendisini bilgisayar ve mp3 çalar piyasasında kanıtlayan ve büyük bir pazar sahibi olan Apple sonunda cep telefonlarına da el atmıştı.Piyasada bulunan Pda tarzı telefonları geliştirerek dokunmatik ekran teknolojisine yeni bir soluk getirdi.Herşey resmen parmaklarınızın ucunda.Mesajları isterseniz elinizle yazabiliyor,fotoğrafları elinizle yakınlaştırıp uzaklaştırma vs. vs. gbi sayamayacağım daha nice özellik.Telefon iPod'un bütün özelliklerini de taşımakta.en önemli özelliği ise 3G teknolojisini kullanıyor olması.3G bant genişliğini verimli kullanmak için tasarlanmış bir programdır.Bu sayede gerek bluetoothla gerek internette daha hızlı veri transferi sağlanabilmektedir.Genel olarak normal cep telefonları veri aktarımı veya paylaşımı yaparken telefonun şarjını büyük ölçüde tüketir.3G teknolojisi bu durumada el atmış ve veri paylaşımı sırasında bataryanın şarjı eskiye oranla daha az tükenmektedir.Fiyatına gelince ise şu anda piyasa fiyatı 1500TL'nin üzerindedir.
Apple iPhone'nun bu kışkırtıceı saydığım veya sayamadığım birçok özelliklerine rağmen almamak için direneceğim.Nedenine gelince,farkettimki ben aldığım telefonların bütün özelliklerini kullanmıyorum.Örneğin fotoğraf veya video kaydı.Bunun yerine normal kamera tercih ediyorum.Tam anlamıyla cep telefonumun kullandığım özellikleri;normal aramalar,sms ve mp3 dinleyebilme.Demek ki Apple iPhone'a ihtiyacım yok:).Varmak istediğim nokta,biz insanlar kullanmadığımız birçok özelliğe para vermeyi çok seviyoruz.Bunu farkeden markalar insanların anlamadığı özelliklerin pazarlamasını bile çok iyi yaparak bizlere bu telefonları aldırmaktalar.Gerçekten bir cep telefonu almadan önce aradığımız özellikleri şöyle bir aklımızdan geçirmeliyiz.İyi bir dizayn mı,etkili bir ses kalitesi mi,pixeli yüksek bir kamerası mı yada uzun pil ömrü mü?Bunun cevabını verdikten sonra alacağımız modeli araştırarak paramızı sokağa atmamalıyız

1 yorum:

onur ozten dedi ki...

Blog Onur Copur tarafindan yazilmistir.

Yorum Gönder